Tahir

Aslen Erzurum/Hasankale’li olan Ömer Nef’î (vefat Ocak-1635)’ nin, hiciv san’atına gerçekten parlak bir örnek teşkil eden mısralarına nazîre, iki buçuk asır sonra tarih sahnesine çıkan İstiklal Mahkemesi sanığı, Mevlevi postnişini ve 1951 de vefat eden bir başka Tahir Efendi (Tahir-ül Mevlevi = Tahir Olgun)’ den gelmiş.

Nef’î meşhur kıt’ayı, Şeyhülislâm Tâhir Efendi’ye hitâben söylemiş:

Tâhir Efendi bize kelb demiş İltifâtı bu sözünde zâhirdir Mâlikî mezhebim benim zîrâ İ’tikâdımca kelb tâhirdir

Nef’î

Ve işte tanzîr:

Zehr-i hicvi cihâna neşredenin Zebânı bî-şek zebân-ı ef’îdir Tâhir olmaz kelb, ancak beşere Nef’i vardır öyleyse nef’îdir

Tahir-ül Mevlevî

[Zebân: Dil; Bi-şek: Şüphesiz; Ef’î: Yılan; Kelb: Köpek; Nef’: Fayda, yarar]

Açıklama:

Hiciv işini meslek edinen birinin bu yaptığı, ne kötü bir iştir; kendisi kuşkusuz yılan dilli sayılır.Ayrıca iki noktada isabetsizlik var; öncelikle Nef’i Mâlikî değildir; ikinci olarak, Mâlikî mezhebinde olsa bile –Şâfiî mezhebinde olduğu gibi çok özel hükümler bulunmamakla beraber- tertemiz de değildir yani.

 Dolayısıyla temiz (tâhir) diyemeyiz.
Ancak, mezkûr hayvanın bekçi, çoban, av köpeği olmak gibi muhtelif şekilde insanlara faydası (nef’ i) var; öyleyse nef’îdir (faydalıdır yani).Sonuç olarak, Kelb neresinden bakarsanız bakın tâhir olmaz ama, nef’î olur.

 Pes doğrusu!

Av. Hayati İnanç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir