FENNÎ’NİN MÜSEBBÂ’ININ SON ÜÇ KIT’ASININ ÎZÂHI:
Fesâd ü mekri çoktur çerh ile ahz ü ‘atâdan geç
[Hilesi de bozuklukları da çoktur; dünya ile alışveriş yapma!]
Haşv ü hâşâk ile doldurma kalbi mâsivâdan geç
[Çer-çöp ile doldurma kalbini; ma-sivayı terk et. Ma-siva Allah’dan gayrı her şey demektir. Kalp Allah evidir; başka sevgiye yer vermek doğru değildir; hane sahibine hıyanet olur.]
Girip ihlâsla meyhâne-i ‘aşka riyâdan geç
[Tam bir ihlas (samimiyet, duruluk; daha doğrusu yalnız Allah için yapmak) üzere ol; gösterişi terk et. Ne ‘desinler’ için iş tut ne ‘demesinler’ için! Hesabını insanlara vermeyeceksin ki… Seni yoktan var eden insanlar değil ki… Rızkın insanlardan gelmiyor ki… Veren de O, alan da O nedir senden gidecek/Telâşını görenler can senin zannedecek.]
Eğer pîrân ile ünsiyyet istersen hatâdan geç
[İlim-irfan sahipleri ile beraber olmak için edebi gözetmelisin; hatalarından dönmelisin.]
Garaz hammâlı olma kîni terk et mâ-mezâdan geç
[Garaz bir yüktür, ona hamal olma. Kin zehirdir, kendini zehirleme. “Olan oldu” güzel sözdür; kendine şiâr edin.]
Edersen bir iyilik intîzâr eyle mükâfâta
[İyilik yaparsan hiç tereddüt etme, karşına çıkar. Balık bilmezse Hâlık bilir.]
Yaparsan bir fenâlık hâzır ol ‘ayn-ı mücâzâta
[Kötülük yapınca da görürsün karşılığını. İnsan ektiğini biçer. “Eden kendine eder” unutma!]
Lihâzâ müstâkîm ol inhimâk etme huzûzâta
[Sonuç itibariyle dosdoğru ol. Zevklere aldanma. İki zevk [(tegaddî (gıdalanma) ve tenâsül (üreme)]’e dikkat. Bunlardan ilki olmasa insan çalışıp kazanmaya üşenir, ikincisi olmasa nesil devam etmez. İşte bu lezzetlerin, işbu varlık gayesini unutup ahmakça kapılma! İnsanlığını kaybedersin.]
Eğer kîsende pâren var ise sarf eyle hayrâta
[Kesende, kasanda paran varsa da akıllı ol, hayra sarf et. Yoksa ya yersin, kanalizasyona gider; ya da bırakırsın, başında mirasçıların kavga eder; ikisi de akıl kârı değil.]
Şu nushi dinlemezsen dûş olursun çok beliyyâta
[Dediğimi ve diyeceğimi dinlemezsen çok belâlara düşersin; pişman olursun. (Dediği hemen yukarıda, diyeceği birinci kıt’anın sonunda. Yani ‘Sakın bir dîdeyi ağlatma… diye başlayan mütekerrir beyt’)]
Ekâbir meclisinden çıkma FENNÎ mahrem-i râz ol
[Büyüklerle oturup kalkmaya gayret et; sırları da saklamasını bil.]
Kanâat göster aza devlet-i fakr ile mümtâz ol
[Azla yetin. Kanaat hazinedir.]
Te’âlî kıl şikâr-ı himmeti kapmakta şahbâz ol
[Çer-çöple uğraşma. Sen armudun sapı, üzümün çöpü derdinde olursan kaybedersin, himmet kuşunu kapamazsın.]
Târîk -i dil-nüvâzîde alıklık yapma kurnaz ol
[Gönül okşama bir sanattır. Akıllı ol da fırsatı kaçırma. Aramanı bekleyen annen veya baban, belki komşun filan vardır; arayıversen gönüllerini fethedersin. Sana da lazım olan odur. Akıllı ol.]
Nüfûzun nisbetinde derd-mendâna devâ-sâz ol
[Servet veya makam gibi bir imkâna sahipsen eğer dertlilere deva olmaya çalış. Kabir karanlıktır.]