Kanâat, eyledi Ankâ-yı Kâf’ı şöhrete vâsıl Kişi mümtâz olur âlemde elbet uzlet ettikçe – FEHÎM
Ankâ, adı var kendi yok bir masal kuşudur malûm. Zümrüd-ü ankâ da denir. Zümrüt gibi güzel renkli ve kıymetli olduğundan olsa gerek. Beyitte diyor ki: “Kaf Dağının Ankâ’sını şöhrete kavuşturan kanâatkâr oluşu ve ortalarda görülmeyişidir. İnsan da, insanlardan uzak kaldıkça ve lüzumsuz ilişkilerden kendini korudukça yükselir, kıymet bulur.”
Nitekim aynı meyanda Gâlib’den bir beyti şudur:
Çeken Mansûr’u dâr-ı vahdete havf-ı alâıkdır Ferâğ-ı güft u gûya kesret-i ahbâb olur mâni’
[Hallâc-ı Mansûr Hazretlerinin îdâmına sebep olan, halktan uzaklaşması olmuştu. Görüştüğün kişileri arttırırsan, ya dedikoduya konu olursun ya da dedikodu edenlerden.]
Benzer bir beytinde Fuzûlî der ki:
Cîfe-i dünyâ değil kerkes gibi matlûbumuz Bir bölük Ankâlarız Kâf-ı kanâat bekleriz
[Dünya adlı çöplükte eşelenen kargalar gibi değiliz; kanâat Kâf’ını mekân tutmuş (kanaati huy edinmiş) Ankâ kuşları gibiyiz.]
Okumaya devam et Kanâat Tükenmez Hazîne