Eskilerin hayatı anlamaları ve bir özge temâşâ ile seyretmeleri imrenilmeyecek gibi değil. Söz uçar, yazı kalır ya; iyi ki bir kısmını yazmışlar da, modernitenin bunalttığı ve insanlığımızı acımasızca tükettiği günümüzde bize bir nefes alma imkânı bahşetmişler. Divan şâirleri bazen rindâne söylemişler, bazen âşıkâne, bazen de hakîmâne.
Bilhassa hikemî söyleyişler ihtivâ eden, bir hayat düsturu ortaya koyan beyitlerle alâkadar olmayı –moda deyişle- hobi olarak tavsiye ederim herkese. Günümüzün –yine moda deyişle- stresli ortamında âsûde zaman ve mekânlardan esintilere o kadar muhtaç bulunuyoruz ki…
Altının kıymetini sarraf bilirmiş, incinin hâlisini kimyâger anlarmış ve bülbül gül ararmış. Şöyle bir dinlenme ihtiyâcı duyduğunuzda sayfamızın müdavimlerine refâkat etmesi için şu beyitleri arz ve takdim ediyorum.
Güle gûş ettiremez yok yere bülbül inler Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler – Karamanlı Kâmî
Okumaya devam et Çay Molası