Daha önceki iki yazımızda ileride bu konuda söyleyeceklerim var demiştim. Hani “Gödek İnek” yazımızı bitirirken aslında konuya giremedik filan demiştik. Fazlı Hoca’yı anlattığımız yazının sonunda da “başka bir zaman bir diğer 33’lüden bahsedeceğim” demiştim.
Eşimin dedesi sağdır. Kendisi otuzüçlüdür. Yani Rumi takvime göre 1333, milâdî takvime göre 1917 doğumlu.
Otuz yaşından sonra kendi kendine çalışarak hem İslâm harfleriyle hem de Latin harfleriyle okuma-yazmayı öğrenmiş, bir sürü de kitap okumuştur. Şuuru gayet yerinde, her konuda konuşabileceğiniz bir ihtiyar delikanlı. Göbek falan yok. Tığ gibi. Sağlığı gayet iyi.
Sordum dinç kalabilmesinin sebebini; şöyle açıkladı: “ömrümce üzerime güneş doğmadı (yani daima güneş doğmadan önce uyanmış, sabah namazı vaktinde); bir de hergün öğle üzeri bir saat uykumu ihmal etmem.”
Bunlar doğru tabii de. Kendisinin söylemediği ve benim bildiğim bir şey daha var. Son derece az yiyor.
Okumaya devam et Sadelik Güzelliktir